DOMUZ DOLABI

18.04.2012
Ulaþ Demiray

DOMUZ DOLABI

                                                                                                 Ulaþ DEMÝRAY                                                                                                                              [email protected]

Her birey bir ölçüde tarihe tanýklýk eder.. Ama bunun farkýnda olanlar, yaþadýklarýný gelecek nesillerle paylaþmanýn sorumluluðu ile bunlarý kaðýda dökerler.. Okunur ya da okunmaz..Ama kiþi bu sorumluluðunu yerine getirmenin kývancýný yaþar. Hiç önemsemediðimiz kendi yaþantýmýzdaki bir küçük ayrýntý bile bazen bir devre ýþýk tutan bir meþale gibi yýllar sonra maziyi aydýnlatabilir.

***

Sevgili Feyzullah AKTAN aðabeyimiz de bu sorumluluðunun gereðini yýllar sonra da olsa yerine getirmiþ. DOMUZ DOLABI ismini verdiði bir kitap yazmýþ. Bana da imzalayýp armaðan edince en azýndan bir saygý gereði okumak gerektiðini düþünerek aldým elime. Atlayarak da olsa okumak ve okuduðumu belli edecek yorumlar yapmak gerekliydi çünkü.. Öyküsünün geniþ özetinden oluþan Ýlk bölümünü bir solukta okuyup, iddianame, savunma bölümüne gelince "okumasam da olur" diye tembellik etsem de baþlamýþ bulundum ve bir su gibi akan savunmayý kah hýrslanarak, kah hüzünlenerek, kah bir mizah hikayesi hoþluðunda kendi kendime kahkahalara boðularak ama zevkle okudum. Sanýrým yargý sistemimiz hiçbir dönemde hem de YÜZÜNE KARÞI bu kadar hicvedilmemiþtir.

***

Sanki "Aziz Nesin'den bir öykü" tadýndaki böyle bir savunmayý yazmak öncelikle kocaman bir yürek ister ama yetmez. Suçsuzluðuna sonuna kadar inanmak ister ama yine yetmez. Neredeyse hakarete varan cümleleri, benzetmeleri, ironileri zarif bir þekilde savunmasýnda kullanabilecek bir birikim ve zeka ister de yine yetmez. 8 yýl hapis istemiyle yargýlandýðý mahkemede savunma yazarken bile, eðilmeyen,bükülmeyen USTA bir kalem ve özgüven ister.

***

Sayýn AKTAN'ýn kitabý sadece KÖY ENSTÝTÜ'lerinin deðil bizim idare ve yargý sistemimizin kimlerin elinde ne hale getirildiðinin, nasýl kullanýldýðýnýn, Ülkemizde aydýnlarýn hangi tehlikelerle yaþam savaþý verdiklerinin de özgün bir hikayesidir.. Þöyle bir geriye baktýðýmýzda YARGI sistemimizle övünebileceðimiz bir þey hatýrlýyor musunuz? 1950 lerin Kýrklareli aðýr Ceza mahkemesi, ya da "Sizi buraya gönderenler böyle istiyor " diyen Yassýada Mahkemesi, 12 Mart döneminde havaya bir-iki el ateþ etti diye Deniz GEZMÝÞ'leri ,12 Eylülde 17 yaþýndaki çocuklarý asan Sýkýyönetim mahkemeleri, yine 12 Eylülde ANAYASAYI MÜLGA eden darbecileri ilk kutlamaya giden O dönemin Anayasa Mahkemesi yargýçlarý bize böyle bir ÖVÜNÇ yaþattýlar mý?

***

Bu kitap, sanki bu ülkede eskiden hukuk varmýþ da her þey þimdi bozulmuþ sanan gençliðimizle, öyle bir ayýbý ve insanlýk dramýný bir daha yaþamak ve alet olmak istemeyen hakim ya da savcý veya avukat her hukukçunun  okumasý gereken bir kitap.

Teþekkürler Feyzullah Aðabey..

Yorum Yaz

Yazarýn Diðer Yazýlarý